• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

 

Op.Dr.Ali ÇALIKUŞU

Genel Cerrahi Uzmanı, Endoskopist

GASTROÖSEFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI VE MİDE FITIĞI HAKKINDA BİLİNMEYENLER
MİDE FITIĞI
Sayfalarımız

Mide ülserleri

 

Ülser ; Mide veya duedenum'un (onikiparmak barsağı) mide asidi ve sindirim sıvıları  tarafından harabiyeti sonucunda meydana gelen bir hastalıktır. 
Toplumumuzda mevcut ülserli hasta yüzdesi %2-6 dır. Duedenal ülser  mide ülserine göre çok daha fazla görülür. Ülser 30-50 yaşları arasında daha sık olup , erkeklerde kadınlara göre 2-4 kat daha fazladır. Mide ülseri 60 yaşından sonra daha sık gözlenir ve kadınlarda daha çok görülür.

Ülser'in belirtileri, yerine göre değişir. Mide ülserleri, daha çok yemek yedikten sonra karın üst orta ve sol kesiminde ağrı yaparken, duodenal ülserlerde ağrı yemek yendiğinde hafifler. Duodenal ülserlerde en sık rastlanan belirti karnın üst kısmında kemirme ve yanma şeklinde ağrıdır. Ağrı genellikle öğün aralarında meydana gelir. Gece hastayı uykudan uyandırabilir. Yemek yemekle ve antiasit dediğimiz mide asidini azaltan ilaçlarla birkaç dakika ile birkaç saat arasında ağrı hafifler. Sonbahar ve ilkbaharda ağrıların sıklığı artar. Ülserli hastalarda daha az sıklıkla meydana gelen belirtiler bulantı , kusma , iştahsızlık ve kilo kaybıdır.

Ülserin şu ana kadar tespit edilmiş nedenleri;
     Helicobacter Pylori adı verilen bakteri,
    
Uzun süreli aspirin veya antienflamatuvar ilaç kullanımı,
     
Kan grubu 0 olan kimseler, ve ailesel yatkınlık,
    
Psikolojik stres,
    
Travma, cerrahi operasyon gibi çeşitli fiziksel stresler,
    
Alkol, kafein ve sigara kullanımı, olarak sayılabilir.

Birçok ülser helicobacter pylori mikrobunun varlığı ile meydana gelir.  Duedenal ülserlerde Helicobacter pylorinin varlığı %100'e yakın oranla yüksek bulunmuştur.  Helicobacter pylori varlığı ülser yapması dışında müzmin gastrit yaptığı kesindir. Gelişmekte olan ülkelerde toplum oranları daha yüksektir. Kişinin genetik yapısına ve bakterinin özelliklerine göre kimi insanda gastrit, kiminde ülser, çok az bir kısmında ise mide kanserine yol açabilmektedir.

Günümüzde hasta açısında en kolay ve ekonomik olan test  gaitada Helicobacter Pylori Antijenine bakılmasıdır.  HP stool Antigen testi olark bilinir.
Üre nefes testi: özel işaretli gıdalar ağızdan alındıktan sonra midede bakteri varlığında bakterinin açığa çıkaracağı ara ürünleri tesbit edilmesine dayanır. hasta açısından endoskopik yollara göre daha konforludur. Endoskopik biopsi alınarak üreaz testi , patolojik inceleme , kültürde üretme gibi yöntemler kullanılabilir. Serolojik yöntem: Hasta kanında helicobacter pylori mikrobuna karşı gelişmiş antikoru saptayarak . Şu anda enfeksiyonun varlığı veya eskiden olup olmadığını ayırmaz.

 Sindirim sistemi kanamalarının en büyük nedeni ülserlerdir. Bazen daha önce hiç mide ağrısı şikayeti olmayan kişilerde bile görülebilir. Bu kişiler "kahve telvesi" renkli bir materyel kusarlar ya da "katran renkli" siyah gaita dışkılarlar. Oldukça pis kokuludur. Başka belirti olmadan , gaitasının siyah renkli olduğunu farkeden kişilerin mutlaka bir sağlık kurumuna acil olarak başvurması gereklidir. Kusma ve siyah renkli gaita olmadan önce aniden fenalık gelmesi , soğuk soğuk terleme halinde üst gastrointestinal kanamadan kuşkulanılmalıdır.

Mide delinmesi; mevcut ülserin derinliğinin artması ve tüm mide-duedenum katmanlarını geçerek delinmesidir. Mide içeriğinin karın boşluğuna geçmesi sonucu aniden ve şiddetli bir ağrı oluşur. Karın tahta gibi sertleşir , kıpırdama ve yürüme ağrı nedeniyle zorlaşır. Acil cerrahi tedavi gerektiri.

Tıkanma; özellikle duedenum ve mide çıkış kanalı ülserinde doku ödemi veya nedbe dokusu oluşması nedeniyle mide çıkışının tıkanmasına neden olur. Hasta mide kapsamını sürekli kusar. Kusma bol ve süreklidir. tedaci kısa süre içinde cerrahi tedavidir. 

Ülser, bazen dokudan dışarı doğru delinirken yakın organlara yapışarak onlarda da hasar oluşturur, en sık pankreas üzerine yapışır. Acil cerrahi tedavi gerektirir..

Ülser tanısında fizik muayene ve ultrason pek faydalı olmaz. Ancak bize başka hastalıkları ekarte etme şansı verir. Ülser hastalarının verdiği öykü muayeneden hekime daha fazla faydalı olur. Ülser tanısı için üst sindirim sisteminin radyolojik tetkiki veya daha iyisi üst sindirim sistemi endoskopisi ile konur.

 Endoskopi, küçük , ışıklı , kıvrılabilen bir boruyla yemek bousu , mide ve onikiparmak barsağının gözle direkt olarak gözlenmesidir. Görülmesi gereken organların yaklaşık her yeri net bir şekilde gözlenebilir. İşlem hastaya genellikle sakinleşmesi için bir ilaç verilerek yapılır. İşlem sırasında , patolojik tetkik ve üreaz testi için biopsi alınabilir. Biopsi alımı herhangi bir rahatsızlık veya ağrıya neden olmaz.

Ülser Tedavisi

Bugün ülser için özel bir diyet olmadığı gibi , özel diyetin ülseri iyileştirmede katkısı olmadığı deneylerle gösterilmiştir. Şu anda kişisel olarak şikayetine sebep olduğu düşünülen yiyecek maddesinin kısıtlanması gerektiği söylenmektedir. Ancak sigara içiminin ülser iyileşmesini geciktirdiği , sık ülser tekrarlanmalarının neden olduğu gösterilmiştir. Genellikle ülserli hastalar aspirin ve benzeri romatizma ilacı almamalıdır. Alkol alımı , yüzeyel mukoza direncini bozarak , gastrite ve ülser iyileşmesinde gecikmeye yol açabilir. akut ülserde özellikle alınmamasında yarar vardır.

Gastroözofajial reflü tedavisinde ve ülserde kullanılan ilaçlar H2 reseptör blokerleri (Ranitidin , Famotidin , Nizatidin) ve proton pompa inhibitörleri (omeprozol , lansoprol) dir. Bunlar mide asitlerini azaltarak yakınmaları rahatlatırlar. Helikobacter pylori saptanan hastalarda , protein pompa inhibütörleri, antibiyotiklerle birlikte helikobacter pyloriyi yok etmede kullanılmaltadır.Helicobakter pilori yokedildikten sonra ülser tekrarlama oranı yıllık % 4 lere kadar düşmüştür. önceleri bu oran yılda %70 ler kadar yüksekti. 
%30 ülser vakasında H.Pilori etken olmayabilir. NSAİ kullanımı varsa özellikle proton pompa inihibitörleri uzun süreli tedavi ve engelleme için kullanılması gerekecektir.

Bir çok ülser hastası yeterli süre uygulanan ilaç tedavisi ile iyileşir. eğer ülser gelişimi ile birlikte kanama ,  tıkanma , delinme ve penetrasyon  meydana gelirse acil cerrahi gerekir. Ancak ülser yeterli süre ve dikkatle uygulanan ilaç tedavisine cevap vermiyorsa, tıbbi tedavide ısrar etmemeli endoskopik değerlendirmesini de yaparak cerrahi tedavi uygulamak gereklidir. Çünkü gereğinden uzun süreler ilaç kullanarak durumu idare etmeye çalışan bir çok hasta kanama, delinme ve tıkanıklık gibi acil cerrahi gerektiren tablolarda ameliyat edilmektedirler. Yeterli tedavi sürecinde iyileşme görülmeyen ülser hastalığının tedavisi cerrahidir.

Diğer yandan ülser zemininde gelişen mide kanseri vakaları da başka bir problemdir. Şöyle ki; ben 22 yıllık genel cerrahi deneyimim esnasında Türkiye'de gördüğüm hastalar içerisinde sadece bir adet Evre 1 Mide kanserine rastladım. O'da tomografi sonucunda bize pankreas hastası olarak bildirilen ve pankras hastalığını tedavi etmek üzere opere ettiğimiz bir hasta idi. Tesadüfen Evre 1 Mide kanseri olduğunu gördük, ameliyat ettik. Bu hastayı göreli yaklaşık 20 yıl oldu ve hasta halen hayatta. Karşılaştığım diğer tüm mide kanserleri ileri dönem kanserleri idi. Bu hataların tamamı daha önce yıllardır ülser rahatsızlığı olan hastalardı ve artık ezberledikleri ülser ilaçlarını yıllardır kullanıyorlardı. Bu hastaların ne kendileri, ne de muayene oldukları birinci basamak ve dahili branş hekimleri, ne yazık ki ülser zemininde gelişen kanseri zamanında farkedememişlerdi. Şunun da iyi bilinmesi gerekir, mide kanseri "Evre 2" olduğu zaman cerrahi tedavi ile tam kür şansını kaybetmiş demektir, yapılacak cerrahi tedavi ancak yaşam süresini ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik olabilecektir.

ALKALEN REFLÜ GASTRİT (Hayalet Hastalık)
ALKALEN REFLÜ GASTRİT TEDAVİSİ (Safra Kaçağı Gastriti)
Üyelik Girişi
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam307
Toplam Ziyaret1059650